Diş renklerinin açılması (Beyazlatma/Bleeching) diş hekimliğinde son yılların en populer konularından biridir. Temel  olarak oksijen serbestleyen kimyasal ajanların dişlere uygulanması ile dişlerin ağartılması işlemidir. Bu amaçla en yaygın olarak kullanılan maddeler %10 luk Karbamid Peroksit ve % 35 lik Hidrojen Peroksit dir. Bunlar piyasada çeşitli ticari adlarla bulunurlar.
Beyazlatma işlemi genel olarak rengi açılacak dişin/dişlerin canlı ya da cansız olmasına göre farklılık gösterir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak bazı dişler canlılıklarını kaybederler. Böyle bir diş diğerlerine göre morumsu/grimsi bir renk alır. Bu dişlerin içindeki ölü damar ve sinir dokularının (pulpa) çıkarılması ve kanal tedavisi yapılarak enfeksiyonlara karşı korunması gerekir. Kanal tedavisi yapılan diş, içine konulan beyazlatıcı bir maddeyle birkaç gün içinde diğer dişlerle uyumlu bir renge kavuşur.
Canlı dişlerde ise iki temel beyazlatma yöntemi vardır.

Muayenehanede beyazlatma (Office Bleaching):
Diş Hekimi tarafından muayenehanede uygulanır. Bu yöntemde dişetleri izole edildikten sonra ağartıcı madde dişlerin yüzeylerine sürülür. Maddenin beyazlatıcı etkisi ısı ve ışık ile aktive edilerek arttırılır. Alt ve üst çenede gülme hattı içinde görünen tüm dişlerin beyazlatılması 1 ila 1.5 saat kadar sürer. Bu ağrısız bir işlemdir.
İlk uygulamada istenilen renge ulaşmak her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda birkaç gün sonra bir seans daha yapılır.

Evde beyazlatma (Home Bleaching):
Bu yöntemde diş hekimi tarafından hastadan bir ölçü alınır ve kişiye özel bir dişlik hazırlanır. Kişi diş hekimi tarafından önerilen miktarda beyazlatıcı maddeyi bu dişliğe koyarak günde 6-8 saat ağzında takılı tutar. Ortalama 10 günlük bir sürede sonuca varılabilir.

Bir hatırlatma! 
Özellikle ev tipi beyazlatma mantığı altında piyasaya sürülen ürünlere her gün bir yenisi eklenmektedir. Kozmetik alanı ne yazık ki çok denetimsiz bir alan, özellikle de ülkemizde. Diş hekiminizin kontrolü altında olmadan hiçbir beyazlatıcı ürünü kesinlikle kullanmayınız.

Beyazlatmaya karar vermeden önce bilinmesi gerekenler.

• Beyazlatma işlemlerinin uzun vadeli etkileri hakkında ciddi ve bağımsız bilimsel çalışmalar ne yazık ki oldukça yetersizdir. Kozmetik uygulamalarda hep başarılı örneklerin öne çıkarıldığını, başarısızlıların dile getirilmediğini unutmayın.
• Renkleşmenin tipi ve derecesi beyazlatmanın başarısını belirleyecek olan en önemli faktördür. Özellikle dişin oluşum safhasına ait bazı renk bozuklukları beyazlatılamazlar. (ör. Amelogenesis İmperfecta)
• İdeal olan dişlerin bir ya da iki ton beyazlatılmasıdır. Bunun ötesinde çok koyu tonlardan çok açık tonlara beyazlatmak biraz aşağıda belirtilen tüm olumsuzlukları  fazlasıyla ortaya çıkaracaktır.
• Beyazlatma işlemi sonucu elde edilen etki kalıcı değildir. Sigara, çay, kahve, boyalı içecekler ve yiyeceklerin kullanımına ve ağız bakımına bağlı olarak ortalama 2-3 yıl sonra %50 civarında geri dönüşler olacaktır. Bu nedenle belli aralıklarla küçük dozlarda tekrar uygulamalara gereksinim duyulmaktadır.
• Ağzınızda var olan dolgu ve sabit protezler beyazlamazlar. İyi bir estetik için, bunlar beyazlatma işleminden sonra ortaya çıkan tona uygun olarak yeniden yapılmalıdırlar.

Beyazlatmanın yan etkileri.

• Beyazlatıcılar  yumuşak dokular üzerinde son derece tahrip edici kimyasallardır. Muayenehane tipinde hasta bu zararlara karşı korunur, fakat ev tipi beyazlatmada bu riskin olduğu unutulmamalı ve hekimin önerilerine uyulmalıdır.
• Beyazlatma sonrasında en sık karşılaşılan sorun dişlerde oluşan hassasiyettir. Bu hemen her hastada ortaya çıkan, birkaç hafta sürebilen ve zamanla normale dönen bir durumdur. Şiddeti kişiden kişiye değişir. Yüksek doz uygulamalarında daha fazla ve daha uzun sürer. Flor içerikli gargara ve jeller kullanılarak bu olumsuzluk en aza indirilir.
• Normal dozların ötesine geçildiğinde mine yüzeyinde porozite (gözle görülmeyen çukurcuklar) oluşacaktır. Tükürük içerisindeki maddelerin etkisiyle minenin kendini tamir ettiği bilinse de, yoğun uygulamalardan sonra mine geri dönüşsüz biçimde hasar görebilir ve incelebilir. Bu durum hızla yeniden renkleşmeye ve sürekli hassasiyete neden olabilir.

Beyazlatma işlemi kimlere tavsiye edilmez?

• Çocuklara ve 17-18 yaşa kadar genç bireylere,
• Diş minelerinde derin çatlaklar ve hasarlar olan kişilere,
• Yaygın ve yıkıcı dişeti hastalığı olan kişilere,

Tavsiye edilmez